“Enerji denizi” olarak bilinen Hazar Denizi’nde suyun çekilmesi, Azerbaycan’da transit deniz taşımacılığını etkileyebileceğinden dolayı endişeyle takip ediliyor.
Anadolu Ajansının (AA) “Hazar’ın suyunun çekilmesi” ile ilgili iki bölümlük dosya haberinin ilk bölümünde AA muhabiri, Hazar’ın Azerbaycan kıyılarındaki durumunu ve Azerbaycanlı uzmanların görüşlerini derledi.
İklim değişiklikleri, küresel ısınma ve sıcaklığın her geçen yıl artması sonucu deniz ve göllerdeki su seviyesi azalıyor. Hazar Denizi gibi okyanuslara erişimi olmayan su havzaları, bu durumdan daha çok etkileniyor. Bu tip havzaların su seviyeleri, akan nehirler, yağmur suları ile su yüzeyinden buharlaşma arasındaki denge tarafından belirleniyor.
Azerbaycan’da Hazar Denizi’nde son yıllarda suyun çekildiği artık gözle görülebiliyor. Hazar’daki bu durumun, ekolojik dengenin yanında son dönemlerde giderek artan transit deniz taşımacılığını da etkileyebileceği belirtiliyor. Sular çekildikçe limanlara yaklaşmanın zorlaşabileceği, su altı kayalarının açığa çıkmasıyla gemilerin geçişinde ciddi sorunlar oluşabileceği ifade ediliyor.
Hazar Denizi’ne kıyıdaş ülkeler Rusya, İran, Kazakistan, Türkmenistan ve Azerbaycan’ın anlaşmasıyla son dönemde paylaşım sorunu büyük ölçüde ortadan kalktı. Şimdi de “enerji denizi” diye bilinen Hazar Denizi sularında yaşanan yoğun çekilme, endişeye neden oluyor.
Hazar’daki suyun çekilmesinde başlıca etken iklim değişikliği
Uzmanlar, Hazar’ın Aral Gölü’nün yaşadığı sonucu yaşamaması için tüm kıyıdaş ülkelerin birlikte çözüm bulması gerektiği konusunda hemfikir.
Azerbaycan Ekoloji ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Rasim Settarzade, Hazar’ın suyunun belirli dönemlerde yükseldiğini, belirli dönemlerde ise çekildiğini belirtti.
Settarzade, Hazar’da 20. yüzyılın en düşük su seviyesinin 1977’de yaşandığını, bu dönemde okyanus seviyesinden 29 metre düşüş kaydedildiğini bildirdi.
1977-1995 yıllarında Hazar’da suyun 2,5 metre yükseldiğini belirten Settarzade, “1995’ten itibaren Hazar’ın suyunda azalma yaşanmaya başladı. 2005’ten sonra ise azalma düzenli hale geldi. Şimdi 1977’deki düzeye henüz ulaşmadı ama azalma devam ediyor.” bilgisini paylaştı.
Settarzade, Hazar’ın suyunun çekilmesindeki başlıca etkenin iklim değişikliği olduğunu ifade etti.
Kıyıdaş ülkelerin tümünde Hazar’ın suyunun çekilmesinin gözle görülebildiğine, kıyılarda bazı adacıkların oluştuğuna dikkati çeken Settarzade, şöyle devam etti:
“Biz, Hazar’la ilgili tüm faaliyetlerimizi bu duruma adapte etmeliyiz. Dünyada bilim adamlarının farklı senaryoları var. Bazıları Hazar’ın suyunun artacağını, bazıları ise azalacağını öne sürüyor. Biz en kötüsüne hazırlıklı olmalıyız. Azerbaycan’ın girişimi ile kıyıdaş ülkelerin uzmanlarından oluşan çalışma grubu oluşturuldu. Gelecek ay bu çalışma grubu toplanacak. Bilimsel araştırmalarımızı birbirimizle paylaşmalı, her türlü senaryoya birlikte hazırlanmalıyız. Eğer kötü senaryolarla karşılaşmak istemiyorsak birlikte hareket etmeli ve birlikte çözüm üretmeliyiz.”
Settarzade, “Azalma devam edecekse bu, büyük gemilerin limanlara yanaşmasına da engel oluşturacak. Bu konuyu da iyi analiz edip önlemlerimizi almamız lazım.” diye konuştu.
“Çekilmelerde antropojenik etkenlerin de büyük rolü var”
Azerbaycan Bilim ve Eğitim Bakanlığı Coğrafya Enstitüsü Ekolojik Coğrafya Bölümü Başkanı Doç. Dr. Enver Aliyev, Hazar Denizi’nin dünyanın okyanusla bağlantısı bulunmayan en büyük su havzası olduğunu belirtti.
Aliyev, Hazar’ın yaklaşık 220 milyon yıl önce Mezozoik dönemde oluştuğunun bilindiğini, tüm bu süreçte zaman zaman suyun artması ve çekilmesi olayının yaşandığını söyledi.
Bakü’nün tarihi sembollerinden Kız Kalesi’nin bir zamanlar Hazar Denizi’nin içinde bulunduğunun bilindiğini kaydeden Aliyev, “Son dönemlerde yaşanan çekilmelerde antropojenik etkenlerin de büyük rolü var. Hazar’ın su kaynağının yüzde 85’i Volga Nehri’nden karşılanıyor. Volga üzerine inşa edilen barajlar ve suyun tarımda kullanılması, Hazar’ın suyunun azalmasına neden oluyor.” dedi.
Aliyev, Hazar’ın suyunun çekilmesi hususunda çok da kötümser olmadığını belirterek, şunları dile getirdi:
“İklim bilimciler, bölgede yağmur oranının artacağını öngörüyor. Böyle olursa Hazar’ın su düzeyi eski haline dönecektir fakat insanoğlu burada çok dikkatli olmalıdır. Doğa yanlış yapmaz, yanlışı insan yapar. Hazar’ın suyunun çekilmesinin zararları olabileceği gibi, suyunun artmasının da zararları vardır. Olası bütün konuları kıyıdaş ülkelerin bilim insanları ortak akılla çözmeliler fakat bunu çok dikkatli ve acele etmeden yapmaları lazım. Milyonlarca yıllık tarihe sahip bir coğrafi oluşuma onun tarihi bilinmeden yapılacak tüm müdahaleler, kötü sonuçlar doğurabilir.”